En Çok Kendisine Yabancıdır İnsan

En Çok Kendisine Yabancıdır İnsan

Marquis de Sade

EdebiyatFelsefe

E-Kitap

bitirildi

Bastırmak zorunda kaldığı arzularla tutuşan, cehennem ıstıraplarından daha kötülerinin içinde ailesinin hoşuna gitmeyi uman, mutsuzlukla geçirdiği gençliğinin ardından, olgunluk çağını da onlara kurban edecek, hiç istemeden, seveceği hiçbir neden bulamadığı ya da nefret edebileceği birçok nedene sahip olduğu bir kocayla evlenerek hayatını onların hain hırslarına feda edecek on beş veya on altı yaşında bir genç kızdan daha tuhaf bir şey var mı?
Devlete zararlı olan, bireylerin fikirleri ve ahlâksızlığı değil, daha ziyade kamuya mal olmuş kişilerin davranışlarıdır.
Yaptığımız hiçbir şey Doğa’yı doğrudan tahrip edemez. Tahripkâr eylemlerimiz ona yeni bir zindelik verir ve onun enerjisini arttırır ama hiçbir saldırımız gücünü zayıflatamaz.
Erdemli oldukları söylenen kadınlara aldanma Eugénie. Onların tutkuları bizimkiyle bir değildir, onlar genellikle çok daha aşağılık olan tutkuları önemserler. Bu tutkular hırstır, kibirdir, kişisel çıkarlardır, çoğu zaman da onlara hiçbir biçimde yol göstermeyen bir yaradılışın soğukluğudur. Bu tür varlıklara saygı göstermeli miyiz, sorarım sana? Kendilerini sevmekten fazlasını becerebilmişler mi? Kendilerini tutkular yerine bencilliklerine kurban ettikleri için mi daha iyiler, daha akıllılar? Bence, sadece tutkularını dinleyenler daha haklıdır, diğerlerinden daha değerlidir, zira bu ses Doğa’nın biricik uzvuyken, öteki aptallığın ve önyargının sesidir.
Bu kadar kalabalık bir toplumun bir bireyinin eksik veya fazla olmasının ne önemi olabilir? Kanunları, gelenekleri, alışkanlıkları zarar mı görür? Toplumların üzerinde bir bireyin ölümü hiçbir zaman herhangi bir etki uyandırdı mı? En büyük savaşın kaybedilmesinin ardından, dünyanın yarısının, hatta tamamının yok olmasından sonra kurtulacak birkaç insan en ufak bir farklılık hisseder mi? Hayır, asla! Doğa da bundan fazlasını hissetmeyecektir ve insan soyunun tamamen ortadan kalkmasının peşi sıra gezegenlerin hareket etmeye devam ettikleri görülünce her şeyin kendisi için yaratıldığına inanan insanın ahmakça kibri epey kafa karışıklığı yaratacaktır.
Umut zavallı bir garibanın en hassas tarafıdır.
Yok etme bilimi değilse nedir savaş? Alenen savaş tekniklerini öğretmek ve en hünerli katiller olduklarını kanıtlayanları madalyalarla ödüllendirmek tuhaf bir körlük değil midir?
Biz canavarlar da gerekliyiz doğaya.
Bu kadar kolay değiştirebiliyorken, kaderinizden neden yakınırsınız?
Ozanlarımızın dediği gibi, "Bir adam bir kadını sevdiğinde sevgilisini kınayabileceği bir şey duyduğunda ya da gördüğünde, ne kulaklarına ne de gözlerine inanmalı, yalnızca kalbini dinlemelidir."
Bir kişinin hayatına kast eden kanun (idam cezası) uygulanamaz, adil değildir, kabul edilemez. Suçu asla önlememiştir -zira her gün darağacının dibinde ikinci bir suç işlenmektedir.
Aşk gururdan daha güçlüdür.
Mutsuzluklarıma benim düşünce tarzım değil diğerlerinin düşünme tarzı neden oldu.
Ya beni öldür ya da olduğum gibi kabullen zira değiştirilirsem lanetlenirim.
Diyorsun ki, düşünce tarzım tasvip edilemez. Umursadığımı mı sanıyorsun? Başkaları için bir düşünce tarzı benimseyen ne zavallı bir ahmaktır.
Tanrı öz oğlunu dananın böğrü gibi astı. Bana yapabileceklerini düşünmek tüylerimi ürpertiyor.
Doğa her birimize içten duygularımız için bir kapasite bahşetmiştir: bunu başkaları üzerinde israf etmeyelim.

© 2024

Taylan Tatlı

TwitterGithubInstagram