Şeker Portakalı

Şeker Portakalı

José Mauro de Vasconcelos

EdebiyatRomanÇocuk

E-Kitap

bitirildi

Onu düşünmekten kendimi alamıyordum. Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
"Daha çok anlat," dedim.

"Hoşuna gidiyor mu?"

"Çok. Elimden gelse, seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum."

"Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?"

"Gider gibi yaparız."
"Boşuna zahmet etme, Godóia. En güzeli ilk yapılan balondur. İlki başarılı olmazsa bir daha yapamaz insan ya da yapmak istemez."
"Ara sıra bana kremalı börek almam için para veriyorsunuz, değil mi?"

"Sana her gün para verebilirim. Ama sen…"

"Sizden her gün para alamam."

"Neden?"

"Çünkü kahvaltı edecek parası olmayan başka çocuklar da var."
"Ağlamak kötü bir şey mi?"

"Ağlamak hiçbir zaman kötü değildir, budala. Neden sordun?"

"Bilmiyorum. Bir türlü alışamadım. Sanki yüreğim boş bir kafes…"
Bir süre bu iş yerini düşündüm. Orayı sevmiyordum. Sabah insanın içini kasvetle dolduran düdüğü saat beşte daha da iğrenç geliyordu. Orası her gün insanları yutan, akşam olunca da çok yorulmuş insanlar kusan bir canavardı.
Yeni ev, yeni bir hayat ve basit umutlar, basit umutlar.
"İçeri girelim. Annem sana bir tabak hazırlar. O kadar çok şey, öyle bol pasta var ki…" Göze alamadım. Son günlerde bazı kimselerce pek hırpalanmıştım; birkaç kez sağdan soldan şu sözleri işitmiştim: "Sana kaç kez söyledim, bu sokak süprüntülerini eve doldurma diye!"
Noel günü çalışmak için insanın gerçekten paraya gereksinme duyması gerekir.
"Çocukların yatma saati geldi," dedi. Böyle söylerken yüzümüze bakıyor, ama bu gece aramızda çocuk olmadığını biliyordu. Hepimiz büyüktük. Küçük küçük parçalarla, aynı üzüntüden payını alan büyük ve üzgün kişiler.
"Bu yarasanın seni çok sevdiğine inanıyor musun?"

"Evet, seviyor."

"Yürekten mi?"

"Bundan hiç kuşkum yok."

"Öyleyse arkandan geleceğine de inan. Ortaya çıkmakta gecikebilir. Yine de bir gün seni kesinlikle bulacaktır."
Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum.